Balıkçılık tarihinden bu kadar bahsederken bu işe yıllarını vermiş kişileri özel olarak yer vermezsek eksik olur diye düşündük. Bu dönem tekne sahibi olmuş, çalışmş ancak şimdi emekli olmuş ev hayatı yaşayan eski tekne sahipleri kitabın tarih kokan önemli sayfalarından...
Önce hepsini ayrı ayrı ziyaret etmektense Çarşıbaşı Meydan Park'ında bir araya getirmeyi düşündük. Ancak yaşları ve sağlıkları sebebiyle bunun zor ve onlara zahmetli olacağını düşünerek, hepsini ayrı ayrı ziyaret edip sohbet ettik, fotoğraflarını aldık. Çalışmalarımızdan bahsedince de hepsi çok memnun oldular. Geç bile kalınmış dediler. Sırtımızı sıvazlamaları ve hayır dualarını almamız çok şeye bedel.
Gözünü deniz kenarında açtığı söyleyen olduğu gibi, biz esnaftlık arrkadaşların isteği üzerine sektöre girdik diyen de oldu tabii. 1947'lerde sermayecilikle başlayan denizcilik hayatları balıkçılıkla devam etti. Bunları Çarşıbaşı'nda balıkçılık bölümünde yazmaya çalışmıştım. Dediğimiz gibi yaşları ve sağlıkları sebebiyle uzun uzun konuşamadık. Yaşadıkları hayat hikayeleri başlı başına bir bir araştırma konusu. Hepsinin hayatından birer kitap çıkar. 'Denizin avı balıkçıyı 7 defa yalıya (kıyıya) indirir, denize çıkarır' sözünü ilk defa duydum. Anlamadım deyince de öyle bir şey anlattı ki hayret ettim. Hayatlarının ve yaşadıklarının çok ama çok zor olduğunu bir kez daha anladım. Yaklaşık 8 ay evden ve aileden uzak kalmak çok zor. Teknelerde ki bugünün konforunu hiçbiri görmedi. Ne tv ne radyo vardı. Her geeçn gün şartları iyileşen balıkçılarımızın bugunkü durumu eskiye göre kıyaslanamayacak kadar iyi.
Çoğuna meslek babadan oğlu yani kendilerine geçti. Kendileri bıraktıktan sonra oğulları devam eden de olduğu gibi, kendisiyle beraber denizden tamamıyla çekilenlerde oldu. Kendi firmalarını bıraktıktan sonra değişik teknelerde reisliğe devam edenlerde var. Bugün bu kitabı hazırlamışsak onlardan aldığımız miras sebebiyledir. Hepsine sonsuz minnet ve teşekkür ediyoruz...
Allah hepsine sağlıklı uzun ömür versin...